İzmir’e yolu düşenler bilir, hiç ummadığınız anda hiç tanımadığınız insanlar karşınıza çıkar ve küçük bir kâse içinde irmik helvası ikram ederler.

Ağzı beraber doldurulmuş, strech filmle sarılmış helvayı ilk defa gören, şaşırır.  İzmir’in yabancısı olduğunuz her halinizden belli olduğu için ikram sahibi açıklama yapma ihtiyacı duyar. Bir yakınının ölümü üzerine dağıtılan helvanın üzerindeki kâğıtta rahmetlinin adı ve  “Ruhuna el-Fatiha” yazar.

Başka bir sokakta lokma döken lokmacıyla karşılaşırsınız. Küçük kâselerde lokma tatlısı ikram edilir bu kez. Yüzünüzdeki o ilk şaşkınlık kalmaz. Hem ikramı kabul eder hem de rahmetlinin ruhuna Fatiha okursunuz.

Balıkesir sokaklarında da bu geleneğe rastlanır. Lokma tatlısı zannedip bir lokma aldığınızda ikramın tatlı değil; bazı yörelerde pişi denilen, iyi pişsin diye ortası açılan, yuvarlak, hamur kızartması olduğunu anlarsınız.

Kayseri’de ise sadece rahmetlilerin arkasından dua okunsun diye değil; bir konuda dua edip duasının tez kabul olması için, adadığı adağın kabulünde teşekkür için, bir sıkıntıdan kurtulduğunda hamt etmek için, mutlu olduğunda şükretmek için genellikle Seyit Burhanettin Türbesi’nde perşembe öğleden sonra ve cuma namazı vaktinde çorba dağıtılır.

İkramın en kibar ve en mukaddesi bence bu. Hiç tanımadığınız insanların, hiç ummadığınız anda size ikramda bulunması ve sizden hayır dua alması çok zarif bir davranış.

Son yıllarda “ücretsiz iftar yemeği, ücretsiz meyve suyu dağıtımı, ücretsiz aşure dağıtımı,…” şeklinde reklamlar görüyoruz. “Bedava mezar olsa girer.” dediğimiz insanlar ücretsiz dağıtılan her şeyden faydalanma gayretindeler.

“Ücretsiz” kelimesine o kadar alıştık ki çocuklar için “ücretsiz eğitim, ücretsiz kurslar, ücretsiz hobi edinme merkezleri, vs…” çıktı. “Bedava sirke baldan tatlıdır.” hesabı çocuklar da veliler de orada alıyorlar soluğu.

Bu kurslardaki sevgi pıtırcığı yöneticilerin öğrencilere şefkatle, merhametle, sevgiyle davranıp güzel sözler söyleyerek çocukların gönüllerini alarak, velilere saygılı bir üslupla yaklaşarak gösterdikleri özeni çalışanlarına göstermemesi insanı rahatsız ediyor.

Bir insan iyiyse herkese iyi davranır, herkese iyidir. Yaptığı iyilik de Allah rızası içindir. Gerçek iyilik kimseden beklentisi, çıkarı olmadan yapılan iyiliktir.

Birbirini hiç tanımayan, birbiriyle ilgili hiçbir hesabı olmayıp sırf Allah rızası için dağıtılan lokma, helva, çorba gerçek iyiliktir, gerçek hayırdır. Yaptığı iyilikle karşısındakini borçlu hissettirmeyen insanlar gerçekten iyi insanlardır, gerçekten hayırsever insanlardır.

Allah rızası deyimi dilencilerin dilinde kaldı. Her şeyin bir ederi olduğuna göre ücreti ödenmeyen her şeyin gün gelir bedeli ödenir.

Selametle…