Eğitim, ailede başlayan ve ömür boyu devam eden bir süreçtir. "Büyüklerine saygılı davrananların, çocuklarına "Büyüklerine saygılı ol." telkinine gerek yok. Çocuklar, ailelerinde ne görürse onu tatbik ederler hayatlarına."

Birçok öğretmen okulda, derste sıkıntı çıkaran öğrencilerin velileriyle tanışınca sıkıntılı çocukların ailelerinden çok daha düzgün olduğunu fark etmiştir.

Okul, ailede verilmesi gereken ahlakî değerlerin temeli üzerine inşa eder. Ailede ahlakî değerler yaşanmadığı için çocuğun görüp öğrenme şansı yoktur. Bu tür çocuklara öğretmen ne öğretirse temeli olmadığı için havada kalır.

Yeni bir bilgi öğrenen herkes farkında olmadan gülümser. Beynin mantığına uyan, ruha hitap eden, gönle değen her bilgi; insanı mutlu eder.

İnsan davranışlarına yönelik bilginin hayata geçirilmesi için insan ruhunun kabul etmesi ve özümsemesi gerekir.

Beyin, okudukça açılır. Eksik olduğunu fark ettikçe insanda okuma, öğrenme hevesi artar. Birkaç kitap okuyan ve okuduklarını özümsemeyen insan, kendini alim sanır. Etrafındaki insanları küçük görmeye, ezmeye başlar.

"Reklamın iyisi kötüsü olmaz." anlayışıyla adından bahsedilmesinden hoşlanır.

Benim gözümde kadına "et" diyenle ekmek parasını kazanmak için çalışan bir garsonu aşağılayanın hiçbir farkı yok.

Görgüsüzlükte, bilgisizlikte, şöhretin verdiği şımarıklıkta ölümüne kapışırlar. Sadece bunlar mı, elbette değil.

Sosyal medya hesabındaki paylaşımlarını beğenmeyenler için "Sayfamda temizlik yapacağım." diyerek tehdit edip üstü kapalı hakaret edenler de bunlara dahil.

Kimsenin fikri kimseye uymak zorunda değil. Kimsenin parası kimseye denk değil. Kimsenin konumu kimseyle eşit değil. Kimsenin bilgisi kimseyle bir değil.

Bu farklılıklar insanları insan yapan unsurlar. Aşağılayıcı dil kullanan da aşağılayıcı hareketlerde bulunanlar da kendi kendilerini aşağıladıklarının farkında değiller. Yazık!