Çiftçiler olarak üretmek zorundayız. Ekonomimizin güçlü olabilmesi, devletimizin uluslararası arenada rekabet edebilmesi buna bağlı.


Kahramanmaraş’ta 2021-2022 üretim sezonu son hızıyla devam ediyor. Gecesini gündüzüne katarak bağında bahçesinde üretme gayreti ve çabası içerisinde olan tüm çiftçilerimizin gayretlerini takdir ediyorum.  Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de etkili olan Covid-19 salgın döneminden sonra girdi maliyetlerinin ciddi anlamda arttı.  Mazot, gübre, ilaç, tohum ve enerji gibi ürünlere %300^ün üzerinde zam geldi. Bu zamlarla birlikte üretim zorlaştı. Ve yine iklim bakımından çok sıcak günler yaşadığımız Kahramanmaraş’ta, çiftçimizin sulamaya dair sorunları baş göstermeye başladı. 
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafında birçok kalemde verilen ürün desteği fark ödemeleri, mazot ve gübre desteği maalesef ki yeterli olmadı. Yapılan desteklerin günümüz ekonomik şartları gözden geçirilerek yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Böylece çiftçimizin fiyat artışlarına karşı korunması sağlanmış olacaktır.  Gıdanın ne kadar önemli ne kadar stratejik bir ürün olduğu tüm dünya tarafından kabul edilmektedir. Böylesine zor zamanlarda çiftçimizin üretimden vazgeçmemesi için bu desteklerin bir an önce yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Çiftçilerimize yapılan mali desteğin arttırılarak kısa süre içerisinde ellerine ulaşması için çaba sarf edilmelidir.
Kahramanmaraş çiftçimiz son dönemlerde su sorunuyla gündeme geldi. Normal şartlarda su kaynakları bol olan bir şehiriz.  Yaz aylarının aşı sıcak geçmesi ve içme suyu sorununu da beraberinde getirdi. Bu durum maalesef ki çiftçilerimizin tarla sulamada kullanacakları suyu temin etmelerini engelledi. Çiftçimiz ciddi su sorunlarıyla karşı karşıya kaldı. Yaşanan su sorunlarının ivedilikle çözülmesi ve tekrarının yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini düşünüyorum. 
 Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın; “Ekip biçmeye müsait   1 metre²  alan dahi kalmasın.” Sözünden hareketle tarlalarını eken ve ülke ekonomisine katkı sağlamak için gece gündüz çalışan çiftçilerimizin yanında olmak zorundayız. Ekim yapılmamış yer kalmasın çağrısına kulak veren, gayret eden, emek harcayan hem şehrimizin hem de ülkemizin ekonomisine can veren çiftçilerimizin su ile ilgili sorunlarının ivedilikle çözülmesi gerekmektedir.  
Çiftçilerimizin, tarımsal alanda hizmet veren üreticilerimizin yaşadıkları su sorunu maalesef ki son derece üzüntü vericidir.  
Şunu iyi bilmemiz gerekiyor: .çiftçi üretemezse sofralarımıza ateş düşer. Çiftçimizin üretememesi demek gıda fiyatlarının yükselmesi demektir. Dışarıdan tarım ürünü ithal etmek ise ülke ekonomimize yük bindirecektir. İnsanlarımızın sofralarına ucuz gıdanın girmesini arzu ediyorsak üreticilerimizi desteklemek zorundayız. Çiftçimizin maliyetlerini düşürücü destekleme paketleri açıklamalıyız. Verilen desteklerin yeni ekonomik şartlara göre değerlendirip yapılandırmalı ve ödemeler yapılmalı. 
Ekonominin temelinin üretmek olduğu gerçeği ortadadır. Bundan dolayı üreten eli nasırlı çiftçilerimizin yanında olmalıyız. Tüm çiftçilerimize bol bereketli bir yıl diliyorum.