Şehrimizde bu hafta sonu üçüncüsü düzenlenen Balık Festivali’ne hemşehrilerimizin ilgisi bir hayli fazla oldu.
Dört bir yanı karalarla çevrili bir kapalı havza özelliği gösteren
ilimizde böyle bir mahiyette festival tertip edilmesi ilk başta garipsense de şehrimizin tatlı
sularındaki balık üretim ve ihracat kapasitesi düşünüldüğünde ortada yadırganacak bir durum
olmadığı anlaşılacaktır. Zaten deniz kıyısındaki bir yerde balık festivali düzenlenmesi vak’a-yı
âdiyedendir ve tek başına bir haber değeri bile yoktur. Bu sebepten festivali düzenleyen
yetkililer ve festivale emeği geçenler şehrimizin turizmine ve tanıtımına katkılarından dolayı teşekkür ederiz.
Komşu illerimizle kendi şehrimizi kıyasladığımızda sanayi, turizm, spor, ulaşım ağı vb.
birçok alanda gelişmişlik bakımından şehrimizin aleyhine bir durum olduğunu görmekteyiz.
Atalarımızın balık baştan kokar sözünü olumlu anlamda da düşünebiliriz. Şöyle ki şehrimizi
bölgemizde ve ülkemizde öne çıkaracak hizmet ve yatırımlar, elbette ki, şehrimizi temsil eden
yetkililerin çaba ve gayretleriyle hayata geçirilecektir. En yakın komşumuz Gaziantep’le
benzer mutfak kültürüne sahip olduğumuz hâlde, ne hikmetse, gastronomi şehri olarak ülke
ve dünya çapında Gaziantep tanınıyor. Yine aynı ildeki Zeugma mozaikleriyle şehrimizde
bulunan benzer mahiyetteki Germenicia mozaiklerini tanınırlık bakımından kıyasladığımızda
netice değişmiyor. Zeugma’nın şöhreti ülke sınırlarını aşmış durumda.
Spor konusuna ayrı bir parantez açmak istiyorum. Dünya ve ülkemizde en popüler
spor branşının futbol olduğu su götürmez bir gerçek. Maalesef bu sahada şehrimizin esâmesi
bile okunmuyor. Komşu illerimizle mukayese ettiğimizde de yine yüzümüzü ağartan bir
tabloyla karşılaşmıyoruz. Komşularımız Gaziantep, Adana, Kayseri ve Sivas’ın takımları
Süper Lig’de mücadele ediyor ve zaman zaman da Avrupa arenasında boy gösteriyorlar.
Geçen sezon küme düşen Malatya’yı da bu kategoriye ilave edebiliriz. Gelelim şehrimizin
adını taşıyan futbol takımımıza... İlkokul dönemime tekabül eden 1988-1989 sezonunda o
zaman ki adıyla Birinci Lig’de mücadele eden ve günümüzdeki benzer problemlerden dolayı
tekrar alt lige düşen Akdeniz Aslanları, bu sezon çoğunlukla ilçe ve semt takımlarının
bulunduğu Üçüncü Lig’de top koşturacak. Takımımız hâlihazırda maçlarını yapacağı dört
başı mamur bir stadyumdan mahrum bulunuyor. İnşallah Kahramanmaraşspor’un
şampiyonluklarını balık kavağa çıkmadan görürüz.
Neyse enseyi fazla karartmaya lüzum yok. Zira şehrimizin de adından ülke ve dünya
çapında söz ettirdiği sektörler ve başarılar görmezden gelinemez. Denizimiz olmadığı hâlde
ürettiğimiz balıkları 54 ülkeye ihraç ediyoruz ve bu başarımızı festivalle taçlandırıyoruz.
Şehrimizin ismiyle tescillenmiş dünyaca meşhur dondurmamızla kıyas edilebilecek bir
rakibimiz yok. Futboldaki durumun aksine ata sporumuz olan güreşte hatırı sayılır
pehlivanlarımız var ve Güreş Federasyonu Başkanı hemşehrimiz Şeref Eroğlu’nun ilgi ve
desteğiyle minderdeki başarılarımız daha da ivme kazanacaktır. Atalarımız, iyilik yap denize
at, balık bilmezse Hâlık bilir, demişler. Şehrimiz için yapılacak her tür yatırım ve hizmetin
kıymeti bugün yeterince takdir edilmese bile gelecek nesiller bu faaliyetlere öncülük edenleri
mutlaka hayırla yâd edeceklerdir.
Yorumlar